Kaosun İçinde Sükûneti Bulmak
Günümüz insanı sürekli stresle yaşıyor. Haberler, iş, aile ve sosyal medya arasında sıkışan birey, küçük ama etkili ritüellerle nefes almayı öğreniyor.

Psk.Sabina İsmailova
senbiryazarsin@gmail.com -Stresin Yeni Normalimiz Olması
Artık hepimiz stresle yaşamayı öğrendik. Günlük hayatın yükü, haberlerin bitmeyen akışı, iş baskısı, sosyal medyanın yorucu hızı ve aile sorumlulukları... Hepsi birleşip insanı bir yarış pistine sokuyor. Bu yarışın ise ne bir başlangıcı ne de bitişi var. Stres geçici bir misafir olmaktan çıkıp kalıcı yol arkadaşına dönüştü.
Oysa stres, dozunda kaldığında faydalı. Hedefe odaklanmayı sağlar, enerji verir, itici güç olur. Ama sürekli gerginlik, damardan verilen zehir gibi yavaş yavaş insanı tüketir. Bitmeyen yorgunluk, sinirlilik, uykusuz geceler işte bu yüzden hayatımıza yerleşiyor.
Küçük Molaların Büyük Gücü
Peki, nasıl ayakta kalıyoruz? İnsan zihni ve bedeni küçük çıkış yolları buluyor. Nefes egzersizleri, kısa yürüyüşler, telefonsuz geçirilen dakikalar, akşam içilen sakinleştirici bir bardak çay... Bunlar küçük görünür ama etkileri büyüktür. Hatta sadece bir dakikalık sessizlik bile bedeni ve ruhu yeniden güçlendirebilir.
Psikologlara göre, bu basit ritüeller insana bir tür istikrar duygusu kazandırır. Hayatın kaosu içinde bile birey, kendisini yeniden kontrol altında hisseder.
Dinlenmeyi de Yormadan Öğrenmek
Ne var ki, dinlenmeyi bile “program” haline getiriyoruz. Meditasyon, spor, verimli sabah rutinleri… Bunlar faydalı olsa da bazen en büyük şifa sadece gözlerini kapatıp derin bir nefes almakta, sessizliği dinlemekte saklıdır.
Belki de bu çağın en büyük becerisi tam da budur: Kaosun ortasında sakinliği bulmak. Çünkü bazen bir dakikalık sessizlik, bir ömrün en etkili ilacı olabilir.