27 Ağustos 2025 - Çarşamba

İlmek, Özgürlük ve İnsanın Kendiyle Mücadelesi

İnsan, zincirlerle kuşatılmış bir hayatın içinde özgürlüğü arar. İlmekten kurtulmak değil, ilmeğe rağmen yürümek… Asıl mesele burada başlar.

Yazar - Eğitimci Yazar Şeyda Harmancı
Okuma Süresi: 5 dk.
102 okunma
Eğitimci Yazar Şeyda Harmancı

Eğitimci Yazar Şeyda Harmancı

senbiryazarsin@gmail.com -
Takip EtGoogle News

Başlangıç: İlmek ve İsyan

“Evet, ilmektir boynumdaki ama ben kimsenin kölesi değilim.”
İsmet Özel’in bu cümlesi, yalnızca bireysel bir başkaldırının değil, aynı zamanda insanın varoluşunun özetidir. İnsan, sınırlılıklar içinde doğar: biyolojik ihtiyaçlar, toplumsal zorunluluklar, kültürel kalıplar… Hayat, baştan sona bir ilmek gibi boynumuza sarılır.
Fakat mesele şudur: İlmeği fark eden insan, yine de özgür kalmayı seçebilir mi?

Absürdün İçinde Bir Özgürlük Arayışı – Camus

Albert Camus, Sisifos Söyleni adlı eserinde insanın varoluşunu absürd bir mücadeleye benzetir. Sisifos, dağın tepesine taşı yuvarlar, taş tekrar aşağı düşer ve bu döngü sonsuza kadar sürer.
Tıpkı modern insanın gündelik yaşamı gibi: işe gitmek, eve dönmek, ertesi gün yeniden aynı döngü… Bu tekrar, boynumuzdaki ilmektir.

Ama Camus’nün önerisi nettir: Sisifos’un gülümseyerek taşı itmesi. Çünkü insan, absürdü fark ettiğinde ama yine de yaşamı seçtiğinde özgürleşir. İlmeği inkâr etmez; aksine onunla birlikte yürür. İşte özgürlük burada başlar: zinciri görüp zincire rağmen kendi adımlarını atabilmekte.

Sartre ve Sorumluluk Yükü

Jean-Paul Sartre, özgürlüğü bambaşka bir açıdan tanımlar: “İnsan özgürlüğe mahkûmdur.” der. Yani boynumuzdaki ilmek, aslında bizim seçme zorunluluğumuzdur.
Hayatta hiçbir zaman tamamen boşta değiliz. Seçmek zorundayız. Karar vermemek bile bir karardır.

Sartre’a göre özgürlük, bir lütuf değil; ağır bir sorumluluktur. Çünkü her seçtiğimiz şey, aynı zamanda seçmediğimiz tüm ihtimalleri elimizin tersiyle itmemiz demektir.
Yani özgürlük, bir ilmek gibi boynumuza dolanır. Ama kölelik, bu sorumluluğu başkalarına devretmektir. “Benim elimden bir şey gelmez” demek, aslında zincire boyun eğmektir.

Dostoyevski’nin İnsan Çıkmazı

Dostoyevski’nin kahramanları da hep bu görünmez zincirlerle boğuşur. Yeraltından Notlar’daki kahraman, toplumsal normların zincirlerine başkaldırır ama aynı zamanda kendi iç tutkularının kölesidir.

Dostoyevski, insana dair şu gerçeği hatırlatır: Zincirler sadece dışarıdan gelmez, içeriden de gelir. Hırslarımız, korkularımız, tutkularımız… Hepsi ayrı bir ilmektir.
Ama insan, tam da bu çelişkiler içinde değerini bulur. Dostoyevski’nin dediği gibi, “İnsan bazen sadece isyan ettiği için insandır.” Özgürlük, o isyanın içinde filizlenir.

Gündelik Hayatın Zincirleri

Felsefî metinler, gündelik hayatımıza ayna tutar. Bugün sokakta yürüyen, işine giden, ders çalışan, borç ödeyen her insan aslında görünmez zincirlerle çevrilidir.
Trafikteki sabırsızlık, sınav kaygısı, geçim derdi, sosyal medyanın sürekli bildirimleri… Bunların hepsi boynumuzdaki ilmiklerin farklı biçimleridir.

Ama özgürlük, bu zincirleri yok saymak değil; onların farkında olup yine de iradeyle yürümektir. Sabah alarmına uyanıp işe gitmek, görünürde bir zorunluluk gibi görünür.
Ama insan, bunu kendi seçimi olarak görmeyi başardığında özgürlüğünü korur. Çünkü kölelik, başkaları adına yaşamaktır; özgürlük, yükünü bilerek kendi hayatını sürdürmektir.

Özgürlük ve Onur

Özgürlük, sınırsızlık değildir. Sınırsızlık çoğu zaman kaos getirir. Özgürlük, sınırların bilincinde olarak onurluca yaşamaktır. İlmek, insanı yere bastırır ama aynı zamanda onun dik durmasını da sağlar.

Kölelik ise insanın kendi özünü unutmasıdır. Başkalarının beklentileri, toplumun dayatmaları, tüketim kültürünün sahte vaatleri… Bunlara teslim olan insan, kendi iç iradesini kaybeder.
Ama insanın içinde öyle bir alan vardır ki oraya hiçbir zincir ulaşamaz: irade. İşte özgürlük, tam da burada saklıdır.

İlmikle Dans Etmek

İsmet Özel’in sözü, modern insana şunu hatırlatır: “Evet, ilmektir boynumdaki…” Yani sorumluluklarımız var, zincirlerimiz var, yüklerimiz var.
Ama bu bizi köle yapmaz. Çünkü kölelik, yalnızca boynundaki ilmeğin farkında olmayanlara mahsustur.

Camus’nün Sisifos’u, Sartre’ın özgürlük yükü, Dostoyevski’nin isyan eden kahramanları… Hepsi aynı gerçeğe işaret eder: İnsan, zincirlere rağmen özgürdür.
Çünkü özgürlük, zincirsiz olmak değil; zincirlere rağmen kendi iradesiyle yürümektir.

Ve her sabah yeniden, aynanın karşısında kendimize şu cümleyi fısıldayabiliriz:
“Evet, ilmektir boynumdaki…
Ama ben kimsenin kölesi değilim.”

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Köşe Yazıları
Psk.Dan Sudegül Aytaş
Psk.Dan Sudegül Aytaş
Oryantasyon Süreci: Alışmak Zaman İster
BESLENME VE DİYET UZMANI  SÜMEYYE SOYBAKICI
BESLENME VE DİYET UZMANI SÜMEYYE SOYBAKICI
Yağlar Kasa Dönüşür mü?
Uzm.Psk.Dan. Eylül Esra  Aksoy
Uzm.Psk.Dan. Eylül Esra Aksoy
Kötü Şeyler ve Hayatın Rastlantıları
Psk.Melike Ürküt
Psk.Melike Ürküt
Sosyal Medyanın İki Yüzü: Bağlantı mı, Yalnızlık mı?
Psk.Leman Memmedli
Psk.Leman Memmedli
Yalnızlık: Seçim mi, Zorunluluk mu?
Psk.Sabina İsmailova
Psk.Sabina İsmailova
Kaosun İçinde Sükûneti Bulmak
Stj.Dkt.Sultan Göksu
Stj.Dkt.Sultan Göksu
İki Sessiz Savaş: Aynı Bedende İki Mücadele
Uzm.Psk.Esra Çelik
Uzm.Psk.Esra Çelik
Sessiz Çatışmalar: Aile İçi İletişimin Görünmez Düşmanı
Psk.Nezrin İsmayilzade
Psk.Nezrin İsmayilzade
“Ruh Haliniz Sizi Yanıltıyor Olabilir
Psk.Gökçe Bayram
Psk.Gökçe Bayram
Bulimia Nervoza: Görünmeyen Tehlike
Klnk.Psk.Burçin Erdem
Klnk.Psk.Burçin Erdem
Toksik İlişkinin Altında Yatan Psikolojik Gerçekler
Pınar Eytemiş  Sosyolog / Aile Danışmanı
Pınar Eytemiş Sosyolog / Aile Danışmanı
Dijital Çağda Aile: Yakın Mı, Uzak Mı?
Uzm.Est.Nazlı Aslan
Uzm.Est.Nazlı Aslan
Akneli Ciltlerde Temel Cilt Bakımı İpuçları
Psk.Dan.Zeynep  Demiroğlu
Psk.Dan.Zeynep Demiroğlu
Sıradanlık Korkusunun Ardındaki Soru: Değerli miyim?
Dyt.Buket Ateşoğlu
Dyt.Buket Ateşoğlu
Gizli Tehlike: Beslenme Bozukluklarının Belirtileri ve Önleme Yolları
Fzt.Aleyna  Ece Özdaş
Fzt.Aleyna Ece Özdaş
Neden Fizyoterapist Eşliğinde Reformer Pilates Yapmalıyız?
Öğr.Osk.Ayşenur Köse
Öğr.Osk.Ayşenur Köse
Düşüncelerin Tutsaklığı: OKB’nin Görünmeyen Yüzü
Uzman Psikolog Gökcesu Polat
Uzman Psikolog Gökcesu Polat
Göçün Psikolojik Yansımaları: Aidiyet ve Kimlik Arayışı
Psk.Dan.Ahmet Aydın
Psk.Dan.Ahmet Aydın
Sporcular İçin Psikolojik Bir Bakış
Psk.Berfin Kırtay
Psk.Berfin Kırtay
Mutluluk Değil, Sahicilik
Psk. Açelya Elçioğlu
Psk. Açelya Elçioğlu
Bağlanma Türleri ve Kişilik Psikopatolojisi
PSK.DAN. YAREN YILDIRIM
PSK.DAN. YAREN YILDIRIM
Kardeş Kıskançlığı: Ailenin Küçük Dünyasında Büyük Duygular
Eğitimci Yazar Şeyda Harmancı
Eğitimci Yazar Şeyda Harmancı
İlmek, Özgürlük ve İnsanın Kendiyle Mücadelesi
Öğr.Psk.Dan.Hayrunnisa Erdoğan
Öğr.Psk.Dan.Hayrunnisa Erdoğan
Her Çocuk Görülmek İster
Öğr.Psk.Ayşe Kızılay
Öğr.Psk.Ayşe Kızılay
Çocuklar İçin Oyunun Dili
Ceren Çeliker SOSYOLOG
Ceren Çeliker SOSYOLOG
Gençlerde Cinsel Deneyim ve Risk Algısı
Psk.Aysu Çevik
Psk.Aysu Çevik
FOMO: Gündemi Kaçırma Korkusu
Psk.Beyza Turgut
Psk.Beyza Turgut
Dijital Yalnızlık
Uzm.Psk.Serrra Nimet Denge
Uzm.Psk.Serrra Nimet Denge
Çocuk ve Güven
Dyt.Nurdan Demirtaş
Dyt.Nurdan Demirtaş
Beslenme Alışkanlıklarımız ve Sessiz Hastalıklar
Yazı-Yorum
Yazı-Yorum
Tüketim Toplumunun Yeni Mekânları
ss