Herkese merhaba.
Bugün “Herkes empati kurabilir mi?” sorusu üzerine konuşalım.
Empati… Hepimizin bildiğini düşündüğü, ama uygulamada zorlandığı bir beceri. Aslında hepimiz doğuştan empati yeteneğiyle geliriz; fakat zaman içinde yoğunluk, savunmalarımız ve egolarımız yüzünden bu yönümüz körelir.
Oysa empati, büyük çabalar isteyen bir yetenek değildir. Küçük bir farkındalık ve gerçekten istemek bile yeterlidir.
Peki empati nedir?
Empati, karşımızdaki kişinin duygularını anlamaya çalışmak; kendimizi onun yerine koyup olaya onun gözünden bakabilmektir.
Empati kurmak, sadece “anlıyorum” demek değildir. Dinlemek, yargılamadan anlamaya çalışmak ve o kişinin hislerine değer vermektir.
Empati ilişkilerde köprü kurar — çünkü insanın en temel ihtiyacı duyulduğunu ve anlaşıldığını hissetmektir.
Basit görünür, ama değeri büyüktür.
Birinin kalbine şu mesajı verir:
“Yalnız değilsin.”
Romantik ilişkilerde empati sınavı
Özellikle romantik ilişkilerde çok duyduğumuz bir cümle vardır:
“O empati kuramıyor ama önemli değil, ben onu anlıyorum.”
Ve böylece duygusal yükü tek taraf taşımaya başlar.
Bu, sevgi değil; yıpratıcı bir fedakârlıktır.
“Empati” gerçekten nasıl ifade edilir?
- “Seni gerçekten duyuyorum ve ne hissettiğini önemsiyorum.”
- “Bu senin için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum.”
- “Eğer konuşmak istersen buradayım; seni dinlemeye hazırım.”
- “Hissettiklerin geçerli, lütfen kendini suçlama.”
- “Her şeyi çözmek zorunda değilim, ama yanında olmaya hazırım.”
Bu cümleler, kalbe dokunan, yumuşak cümlelerdir.
Çünkü empati; çözmek değil, yanında olmaktır.
Masum görünen ama empati olmayan cümleler
Bunlar dışarıdan bakınca “empatik” gibi durabilir ama aslında manipülasyon barındırırlar:
- “Sen bilirsin… Ama ben olsam böyle yapmazdım.” → Karar senin gibi görünür, ama baskı kurar.
- “Ben sadece sen mutlu ol diye uğraşıyorum.” → Suçluluk hissettirir.
- “Bunu senin için yapıyorum.” → Fedakârlık maskesiyle kontrol.
- “Tamam, önemli değildim zaten.” → Pasif agresif suçluluk yaratır.
- “Sadece sen anlıyorsun beni.” → Bağımlılık oluşturur.
- “Sen istiyorsan ben vazgeçerim.” → Kararın yükünü karşı tarafa verir.
- “Sen böyle düşünüyorsan, demek ki önemli değilim.” → Duygusal şantajdır.
Bu cümleler kulağa masum gelse de, karşı tarafı yönetmeye çalışır.
Kimse herkesi anlamak zorunda değil.
Ama hepimiz, karşımızdaki insanın duygusunu küçümsemeden dinlemeyi öğrenebiliriz.
Empati bir cümleyle başlar.
Belki de sadece şununla:
“Buradayım.”
