Sabah uyandın. Gözünü açar açmaz aklına tek bir şey geliyor: Sınav.
Kalp atışların hızlandı, sanki vücudun kendi kendine “kaç ya da çalış” moduna girdi.
Annem kahvaltı yap diyor, beynim “konu tekrar yap” diyor. Ama ben? Tavana bakıyorum.
Sınav stresini tarif etmek zor değil:
Sanki beynin bir odaya kapanmış, dışarıyla bağlantısını kesmiş gibi.
Bildiğin şeyleri bile unutur hale geliyorsun.
Hatta öyle anlar olur ki, “2x2 kaçtı ya…” diye kendinden şüphe edersin.
İşte tam da bu yüzden bu yazıyı okuyorsun.
Sınav stresini yenmek, aslında bir sihirli formül değil.
Ama birkaç “hack” var:
-
Kendine nefes alacak zaman ver.
Günde 15 dakikalık yürüyüş bile mucize yaratır. (Gerçekten!) -
Kıyas yapmayı bırak.
Ali 100 almış olabilir.
Ama Ali’nin senin gibi esprili notlar yazamadığını da unutma :) -
Mükemmel olmak zorunda değilsin.
Hata yapmak öğrenmenin yol arkadaşıdır.
Hem bazen bir yanlış, seni bir doğruya götürür. -
Uyku = Başarı.
“Sabaha kadar çalıştım ama hiçbir şey anlamadım” cümlesi, beynin sana fısıltısıdır:
“Ben bu şekilde çalışmıyorum dostum.”
Unutma: Sınav bir sonuç değil, sadece bir araç.
Senin zekanı, karakterini, hayal gücünü ölçen bir makine değil.
O yüzden derin bir nefes al, çalıştığın kadarına güven ve kendine inan.
Sınavlar gelip geçer.
Ama iç huzurun, motivasyonun ve kahkahaların kalıcı olsun.
Başarı sadece sonuç değil, yolculuğun kendisidir.
Ve sen bu yolculuğun kahramanısın...
