Düşünceler Gerçekten Bize mi Ait?
Zihnimizde beliren her şey, gerçekten bizim midir? Yoksa sadece geçmişin gölgelerinden, ezberlerden ve bize öğretilen kalıplardan mı ibarettir? Çoğu zaman düşündüğümüzü sandığımız şeyler aslında bizden bağımsızdır; toplumun, ailemizin, öğretmenlerimizin veya kitapların bize bıraktığı izlerdir.
Farkındalık: Zincirleri Kırmak
Gerçek düşünme işte burada başlar: Kendi zihninde beliren her düşüncenin, sana ait olmadığını fark ettiğinde. Bu farkındalık, zihnin zincirlerini kırar ve seni koşulsuz sevginin alanına taşır. Çünkü koşulsuz sevgi, yargısız ve beklentisizdir; yalnızca olanı kabul eder.
Düşünceden Fikre Dönüşüm
Bir düşünce, ancak kalbimizde sevgiyle yoğrulduğunda “fikre” dönüşür. Fikir, kuru bir bilgi değil; çözüm getiren, ışık yayan ve ilahi akla bağlanan vizyondur. Ezberler, müzelik bilgiler sadece zihni meşgul eder; ama koşulsuz sevginin filtresinden geçen düşünceler, insanı ilahi rehberliğe açar.
İlhamın Sessizliği
Gerçek düşünme, sustuğun an kalbine inen ilhamdır. O ilham, senin kişisel aklından değil, varoluşun sonsuz aklından gelir. Koşulsuz sevgiyle birleştiğinde düşünceler artık bir yük değil, bir armağan olur.
Bugünün Sorusu
Bugün kendine şu soruyu sor:
“Zihnimde dönen bu düşünce gerçekten bana mı ait? Yoksa ben sadece eski bir yankıyı mı taşıyorum?”
Günün Mottosu
“Gerçek düşünce, koşulsuz sevginin sessizliğinde doğar.”
Filiz Erel Tegge