Hayatımı derinden etkileyen eserlerden biri, Erich Fromm’un "Sahip Olmak ya da Olmak" (To Have or to Be?) adlı kitabıdır. Bu yazıda, Fromm’un öğretilerine odaklanarak kişisel görüşlerimi paylaşacağım.
Erich Fromm Kimdir?
1900-1980 yılları arasında yaşamış olan Erich Fromm, Hümanist Psikanalist olarak tanınır. Çalışmalarında birey psikolojisi ile toplumsal (kültürel) etkileşimleri merkeze alır. En temel kaygısı, toplumdaki beklentilerin insanları nasıl mutsuz ettiğidir. Fromm, sağlıklı bireylerin ancak sağlıklı toplumlarda barınabileceğini savunur. Hümanist yaklaşımının temelinde, bireyin kendini gerçekleştirme, kimlik arayışı, aidiyet ve yaratıcılık gibi kavramlar bulunur. Batı kapitalizmine ve dönemin komünist anlayışına (SSCB) yönelik sert eleştirileri, onun toplumsal meselelere ne kadar duyarlı olduğunu gösterir.
İki Varoluş Biçimi: Sahip Olmak ve Olmak
Toplumsal varoluş krizlerini ele alan bu eser, insan yaşamının iki temel kavrayış modu üzerinden kurulduğunu iddia eder:
1. Sahip Olma (Having) Modu: "Neye Sahibim?"
Bu modda, birey mutluluğunu ve değerini dışsal, somut şeylere bağlar. Varoluşun temel gerekçesi, “neye sahibim” sorusudur. Mal, mülk, unvan, para ve hatta insanlar üzerindeki etki bile kişinin kimliğinin bir parçası haline gelir.
Tüketim: Kişi sürekli tüketme modundadır. Sahip olunan şeyler, daha yeni ve üst modellerle sürekli değiştirilir.
Pasiflik: Bilgi dahi pasif bir şekilde biriktirilir, yaratıcı bir katkı sağlanamaz.
Sonuç: Bu modun sonucu; tatminsizlik, yabancılaşma ve sürekli kaybetme korkusudur. Çünkü kişi, sahip olduklarını yitirdiğinde, kendini de yitirmiş hisseder.
2. Olma (Being) Modu: "Ne Yapıyorum ve Kimim?"
Fromm’a göre en sağlıklı ve yararlı olan bu modun odak noktası, var olmanın kendisidir. Temel sorular “Ne yapıyorum?” ve **“Ben kimim?”**dir. Kişinin değeri içsel olduğu için, sahip olduğu şeyleri kaybetme korkusu yaşamaz.
Aktif Üretkenlik: Bilgi, pasif bir biriktirme değil, aktif bir anlama, üretme ve mevcut bilgiye katkı sağlama çabasıdır.
İçsel Değer: Kişi, içsel gücü ve üretkenliğiyle var olduğu için, dışsal koşullar ne olursa olsun kimliği sarsılmaz.
Varoluşsal Çağrı ve Sonuç
Fromm’a göre modern toplumlar, insanları tüketici olmaya itmekte ve bu durumu içselleştiren bireyler tatminsiz hale gelmektedir. Yazarın temel mesajı ise çok basittir:
Mutluluk, ne kadar çok şeye sahip olduğumuzla değil, ne kadar çok olduğumuzla alakalıdır.
Erich Fromm’un "Sahip Olmak ya da Olmak" kitabını varoluşsal bir rehber olarak şiddetle tavsiye ediyor, bu büyük düşünürün mirasına saygılarımı sunuyorum.
