Bu yazıda siyasi ve coğrafi konulardan ziyade, insani bir mesele olan Gazze’deki durumu ele almak istedim. Gazze'de yaşananlar, sivil halkın üstüne yağdırılan bombalar, uzun süre ilaçsız bırakılan insanlar ve en kötüsü hayatını yitiren çocuklar ve bebekler, tamamen insanlık adına bir utanç ve eksiklik olarak değerlendirilmelidir. Siyonist zihniyetin yarattığı bu tablo ve insanlık suçu ayıbı, esasen daha evvel yapılmış olan kritik bir deneye işaret etmektedir: Milgram Deneyi. Bu deney, otoriteye mutlak itaat eden kimselerin, eylemlerinin tüm sorumluluğunu otoriteye yüklemesini inceler. Stanley Milgram deneyi, sıradan insanların koşulsuz otoriteye itaatte ne kadar ileri gidebileceğini çarpıcı biçimde göstermiştir. Deneyde, katılımcıların büyük çoğunluğu, beyaz önlüklü bir araştırmacının ("otorite figürü") talimatıyla, başka bir kişiye yüksek voltajlı, potansiyel olarak öldürücü şoklar verdiklerine inanarak en yüksek seviyeye kadar ilerlemiştir. Bu durumun temel açıklaması, Milgram’ın geliştirdiği Araçlaşma Kuramı’dır: Birey, emri veren otoriteye itaat ederken kendini sadece bir araç olarak görür ve eylemlerinin tüm ahlaki sorumluluğunu emri verene devrederek, kendi vicdanına ters düşen davranışları bile sergileyebilir. En nihayetinde, insanları yok eden, evsiz bırakan ve engelli olmalarına yol açan kişiler, kendi vicdanlarını yok sayıp meseleyi tamamen aldıkları ‘emirlere’ indirgeyerek ne yazık ki ‘bu bir iş’ mantığıyla hareket edebilmektedir. Ediyorlar da… Bir ruh sağlığı çalışanı olarak, insanlık dramından ziyade kendi türüne işkence eden tek canlının insan olmasının altında yatan mekanizmaları ve nedenleri Milgram’ın gözünden değerlendirmeye çalıştım. Son olarak, Free Gaza. Psikolog/Aile Danışmanı Recep Murathan NAL