Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Alime Tokgöz  - Aile Danışmanı
Köşe Yazarı
Alime Tokgöz - Aile Danışmanı
 

AİLEDE İLETİŞİM: Sözün Şifası – Sözün Yarası

​Benim için aile, insanın dünyaya tutunduğu ilk yerdir. Bir evin içinde herkesin kendine ait bir sesi, bir duygusu, bir hikâyesi vardır; ama aileyi aile yapan şey, o seslerin birbirine temas edebilme biçimidir. Aileyi ayakta tutan pek çok dinamik vardır elbette: güven, sadakat, bağlılık, sorumluluk… fakat bunların hepsinin içinden geçen en güçlü damar iletişimdir. ​Sözün Tonu, Evin Sıcaklığıdır  ​Bir ailede iletişim sağlamsa, ilişkiler de sağlam olur. İletişim işliyorsa, sevgi kendine yol bulur. İnsan duyulduğunu hisseder, anlaşılmanın verdiği o güvenle açılır, yumuşar. Ama iletişim zayıfladığında, sevgi bile bir süre sonra susar. Yanlış anlamalar çoğalır, küçük kırgınlıklar birikir, sessizlik bir evin içine çadır kurar. İşte bu yüzden iletişim bir ailenin kendi iç iklimidir: Sözün tonu evin sıcaklığını belirler. ​Peki iletişim nasıl sağlanır? Dışarıdan bakınca basit görünür: Konuşmak, duymak, cevap vermek… Ama aile içinde iletişim sadece kelime alışverişi değildir; bir duygunun bir duyguyla buluşma hâlidir. ​Sevgiyle kurulmuş bir iletişim, insanın içindeki taşlaşmış alanları bile yumuşatır. Küçücük bir cümle, bütün bir günün ağırlığını hafifletebilir. “İyi misin?” bile bazen bir evin içinde şifa olur. Fakat aynı şekilde, yanlış seçilmiş bir kelime, öfkeyle söylenmiş bir cümle ya da yüksek bir ses tonu da ilişkiyi incitebilir. Çünkü sözün gücü, söyleyenin niyetinden güçlüdür çoğu zaman. ​"Sen Dili" Yıkar, "Ben Dili" Onarır  ​Aile iletişimini sevgiyle kurmak, aslında teknik gerektirmez; niyet, farkındalık ve dilin temizliği yeterlidir. Ve tüm bu sürecin merkezinde, yıllardır danışanlarımla çalışırken en çok gördüğüm şey şudur: Sen dili aileyi yaralar, ben dili aileyi bir arada tutar. ​Sen dili, kişinin duygusunu değil, karşısındakinin eksikliğini görünür kılar. ​“Sen hep böylesin.” ​“Sen zaten anlamıyorsun.” ​“Sen yüzünden her şey bozuluyor.” ​Bu cümleler konuşmuyor aslında; kapatıyor… Bir duvar örüyor, iki insan arasında görünmez bir mesafe yaratıyor. Kişi kendini savunmak zorunda kalıyor, savunma arttıkça iletişim zayıflıyor. ​Oysa ben dili… Saldırmaz, suçlamaz, köşeye sıkıştırmaz. Sadece duyguyu anlatır. ​“Böyle olduğunda inciniyorum.” ​“Bu durumda kendimi değersiz hissediyorum.” ​“Kırıldığımı bilmeni istiyorum.” ​Bu cümleler bir kapı gibi açılır. İnsan kendini duygunun içinde bulur; hissetmeye ve anlamaya başlar. Ben dili, aile bireyleri arasında yumuşak bir köprü kurar. İncitmez, iyileştirir. ​Ailenin En Güçlü Anlatıcısı  ​Aile içinde iletişim işte böyle korunur: Dil sertleştiğinde yumuşatarak, duygu karıştığında açıklığa kavuşturarak, suçlamanın yerine anlama isteğini koyarak… Bir evde ben dili çoğaldıkça, yanlış anlamalar azalır; kırılganlıklar şeffaflaşır, bağlar güçlenir. ​Çünkü günün sonunda aile, kusursuz insanların kurduğu bir sistem değildir. Duygulanan, yorulan, bazen incinen ama yine de birbirine tutunmak isteyen insanların hikâyesidir. Ve bu hikâyenin en güçlü anlatıcısı sözün kendisidir. ​Söz yaralarsa aile yorulur; söz şifaysa aile büyür.
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2025 -Cuma

AİLEDE İLETİŞİM: Sözün Şifası – Sözün Yarası

​Benim için aile, insanın dünyaya tutunduğu ilk yerdir. Bir evin içinde herkesin kendine ait bir sesi, bir duygusu, bir hikâyesi vardır; ama aileyi aile yapan şey, o seslerin birbirine temas edebilme biçimidir. Aileyi ayakta tutan pek çok dinamik vardır elbette: güven, sadakat, bağlılık, sorumluluk… fakat bunların hepsinin içinden geçen en güçlü damar iletişimdir.

Sözün Tonu, Evin Sıcaklığıdır 

​Bir ailede iletişim sağlamsa, ilişkiler de sağlam olur. İletişim işliyorsa, sevgi kendine yol bulur. İnsan duyulduğunu hisseder, anlaşılmanın verdiği o güvenle açılır, yumuşar. Ama iletişim zayıfladığında, sevgi bile bir süre sonra susar. Yanlış anlamalar çoğalır, küçük kırgınlıklar birikir, sessizlik bir evin içine çadır kurar. İşte bu yüzden iletişim bir ailenin kendi iç iklimidir: Sözün tonu evin sıcaklığını belirler.

​Peki iletişim nasıl sağlanır? Dışarıdan bakınca basit görünür: Konuşmak, duymak, cevap vermek… Ama aile içinde iletişim sadece kelime alışverişi değildir; bir duygunun bir duyguyla buluşma hâlidir.

​Sevgiyle kurulmuş bir iletişim, insanın içindeki taşlaşmış alanları bile yumuşatır. Küçücük bir cümle, bütün bir günün ağırlığını hafifletebilir. “İyi misin?” bile bazen bir evin içinde şifa olur. Fakat aynı şekilde, yanlış seçilmiş bir kelime, öfkeyle söylenmiş bir cümle ya da yüksek bir ses tonu da ilişkiyi incitebilir. Çünkü sözün gücü, söyleyenin niyetinden güçlüdür çoğu zaman.

"Sen Dili" Yıkar, "Ben Dili" Onarır 

​Aile iletişimini sevgiyle kurmak, aslında teknik gerektirmez; niyet, farkındalık ve dilin temizliği yeterlidir. Ve tüm bu sürecin merkezinde, yıllardır danışanlarımla çalışırken en çok gördüğüm şey şudur: Sen dili aileyi yaralar, ben dili aileyi bir arada tutar.

Sen dili, kişinin duygusunu değil, karşısındakinin eksikliğini görünür kılar.

  • ​“Sen hep böylesin.”
  • ​“Sen zaten anlamıyorsun.”
  • ​“Sen yüzünden her şey bozuluyor.”

​Bu cümleler konuşmuyor aslında; kapatıyor… Bir duvar örüyor, iki insan arasında görünmez bir mesafe yaratıyor. Kişi kendini savunmak zorunda kalıyor, savunma arttıkça iletişim zayıflıyor.

​Oysa ben dili… Saldırmaz, suçlamaz, köşeye sıkıştırmaz. Sadece duyguyu anlatır.

  • ​“Böyle olduğunda inciniyorum.”
  • ​“Bu durumda kendimi değersiz hissediyorum.”
  • ​“Kırıldığımı bilmeni istiyorum.”

​Bu cümleler bir kapı gibi açılır. İnsan kendini duygunun içinde bulur; hissetmeye ve anlamaya başlar. Ben dili, aile bireyleri arasında yumuşak bir köprü kurar. İncitmez, iyileştirir.

Ailenin En Güçlü Anlatıcısı 

​Aile içinde iletişim işte böyle korunur: Dil sertleştiğinde yumuşatarak, duygu karıştığında açıklığa kavuşturarak, suçlamanın yerine anlama isteğini koyarak… Bir evde ben dili çoğaldıkça, yanlış anlamalar azalır; kırılganlıklar şeffaflaşır, bağlar güçlenir.

​Çünkü günün sonunda aile, kusursuz insanların kurduğu bir sistem değildir. Duygulanan, yorulan, bazen incinen ama yine de birbirine tutunmak isteyen insanların hikâyesidir. Ve bu hikâyenin en güçlü anlatıcısı sözün kendisidir.

Söz yaralarsa aile yorulur; söz şifaysa aile büyür.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ozgunbakis.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.