Arınma kelimesi, en yalın haliyle temizlenme anlamına gelir. Hepimizin doğasında bulunan öfke, nefret, hırs gibi güçlü duygular vardır. Bu duygular biriktiğinde, bir çıkış noktası bulmaları gerekir. Spor yapmak, yemek yemek ya da bir yastığı yumruklamak… Bunların hepsi, başkasına zarar vermeden içsel yükü boşaltma yollarıdır.
Ama ben bugün, işin biraz daha farklı bir boyutundan söz etmek istiyorum.
Kurban Seçme Eğilimi
Gözlemlediğim bir durum var: İnsan, baş edemediği duygularını çoğu zaman birine yönlendiriyor. Bazen anneye, babaya, çocuğa, eşe ya da bir öğretmene… Yani en yakındaki kişilere.
Öfke ve nefretin hedefi haline gelen bu kişiler, aslında yaşanan duygunun sebebi değil. Ama suç onlara yükleniyor. Çünkü kişi, sorumluluğu almak yerine karşısındakini suçlu görmeyi tercih ediyor. Ve kimi zaman, ona zarar vererek ya da ondan uzaklaşarak “arınmış” gibi hissediyor.
Peki Neden?
Bunun birçok sebebi olabilir.
- Duygu farkındalığının olmaması: İnsan öfkelendiğinde, aslında hangi duygunun tetiklendiğini fark edemez.
- Kendini ifade edememe: Duygular dile gelmeyince, birikim dışarıya patlama şeklinde çıkar.
- Rol modeller: Çocukken görülen davranış kalıpları, yetişkinlikte tekrar eder.
Sonuçta insan, kendi içinde çözmesi gereken bir meseleyi dışarıya yansıtarak rahatlamaya çalışır. Ama bu, gerçek bir arınma değildir. Tam tersine, yeni yaralar açar.
Gerçek Arınma
Asıl arınma, duygularımızla yüzleşmekten geçer. Öfkeyi, nefreti ya da kırgınlığı görmezden gelmek değil; onları tanımak, anlamak ve doğru şekilde ifade etmektir. Böylece hem kendimize hem de çevremize zarar vermeden duygusal yükümüzden kurtulabiliriz.
Çünkü temizlenmek, bir başkasını kirleterek değil, kendi içimizi anlamlandırarak mümkündür.