Birileri bağırdığında, kapılar çarpıldığında ya da hakaret duyulduğunda “şiddet var” deriz.
Peki ya kimse sesini yükseltmeden, gülümseyerek canınızı yakıyorsa?
İşte o, sessiz ama derin bir yara açan bir şiddet türü: mobbing.
Mobbing; iş yerinde, okulda, hatta sosyal çevrede bir kişiye karşı kasıtlı, sistematik ve uzun süreli psikolojik baskı uygulanmasıdır. Küçümseyici sözler, dışlama, bilgi gizleme, görmezden gelme, görev tanımının dışında küçük düşürücü işler vermek... Bunların hepsi mobbingin sessiz araçlarıdır.
Ne yazık ki bu sessiz şiddet sadece iş yerlerinde değil; okullarda, aile içinde ve sosyal medyada da karşımıza çıkar. Akademik mobbing, öğrencilerin veya öğretim görevlilerinin sistematik dışlanması; dijital mobbing ise sosyal medyada hedef alınmak, itibarsızlaştırılmak demektir. Ortam farklı olsa da hedef hep aynıdır: Bir insanın iradesini kırmak.
Herkes Hedef Olabilir
Mobbing yaş, cinsiyet ya da meslek tanımaz.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2022 raporuna göre, dünya genelinde her 5 çalışandan 1’i hayatında en az bir kez psikolojik tacize uğradığını söylüyor. Kadınlarda bu oran %22, erkeklerde %16. Türkiye’deki araştırmalar ise çalışanların yaklaşık %40’ının mobbinge maruz kaldığını gösteriyor. Özellikle sağlık, eğitim ve kamu sektörlerinde bu oran çok daha yüksek.
Kısacası herkes risk altında, ancak kadınlar, gençler ve kıdemsiz çalışanlar daha kolay hedef haline geliyor. Çünkü mobbing, güç dengesizliklerinden besleniyor.
Sessizliği Bozmak
Mobbing genellikle sessiz ilerler. Mağdur, “Acaba ben mi abartıyorum?” diye düşünür, özgüvenini sorgular. Oysa yaşanan şey kişisel yetersizlik değil, sistematik bir psikolojik tacizdir.
İlk adım, farkına varmaktır.
Sonra…
- Belgeleyin: Tarih, yer, tanık ve yazışmaları kaydedin.
- Destek alın: Psikolojik ve hukuki destek süreci sağlıklı yürütmenizi sağlar.
- Kurum içi mekanizmaları kullanın: İnsan kaynakları veya etik kurul başvuruları etkili olabilir.
- Yasal haklarınızı bilin: Türk Borçlar Kanunu ve İş Kanunu, mobbinge uğrayan çalışana tazminat hakkı tanır.
Ama sorumluluk sadece mağdura ait değildir. Kurumlar da bu sessiz şiddete karşı önleyici politikalar geliştirmelidir. Farkındalık eğitimleri, güvenli şikâyet mekanizmaları ve caydırıcı yaptırımlar şarttır.
Dayanışmanın Gücü
Psikolojik araştırmalar, mobbingin en ağır etkisinin yalnızlık olduğunu söylüyor.
Destek göremeyen kişi, daha hızlı yıpranıyor. Oysa bir arkadaşın, bir ekip arkadaşının “Ben yanındayım” demesi bile kalkan gibi koruyabiliyor.
Birlikte duran ekiplerde mobbing yapanlar daha az cesaret bulur. Çünkü dayanışma, sessiz şiddetin en etkili panzehiridir.
Mobbing, yumruk izi bırakmayan ama ruhu daraltan bir şiddettir.
Bir kişinin sessizce yıldırılmasına göz yummak, aslında hepimizin çalışma hayatını zehirleyen bir kültürü beslemek demektir.
Unutmayalım:
Bir kişiyi susturan baskı, hepimizin sesini kısar.