Psikoloji bize duyguların bastırıldığında kaybolmadığını, yalnızca şekil değiştirerek geri döndüğünü anlatır. Kimi zaman uyku sorunları, kimi zaman sebepsiz öfke patlamaları ya da anlam veremediğimiz bedensel ağrılar… Aslında çoğu, o taşınan görünmez yüklerin yankılarıdır. İnsan zihni unutsa bile beden unutmaz.
Toplumda hâlâ “güçlü olmak” ile “sessiz kalmak” birbirine karıştırılıyor. Oysa gerçek güç, yükü yok saymakta değil, onun farkına varmakta yatar. Kendimize “Ben gerçekten nasılım?” diye sormak, duygularımıza kulak vermek ve gerekirse yardım istemek, iyileşmenin ilk adımıdır. Çünkü yükü paylaşmak, hafifletir.
Belki de bugün yapmamız gereken şey, kendi görünmeyen çantamıza bakmak. İçinde taşıdıklarımızı görmek, kabullenmek ve artık ihtiyacımız olmayanları orada bırakmak. Çünkü insan, yalnızca yüklerinden arındığında hafifler; hafiflediğinde de hayatı daha özgürce yaşayabilir.