İletişim, ilişkilerimizin temelidir. Ancak farkında olmadan yaptığımız küçük hatalar, büyük duvarlara dönüşebilir. Eleştiriden savunmaya, duyguları gizlemekten dinlememeye kadar birçok davranış, sağlıksız iletişimin göstergesi olabilir.
İletişimin Temeli: Anlamak ve Anlatmak
İletişim, hayatımızın merkezinde yer alır. Karşımızdaki kişiyi anlamak, ona saygı duymak ve duygularımızı samimiyetle paylaşmak sağlıklı bir iletişimin yapı taşlarıdır. Ancak çoğu zaman, farkında olmadan bu taşları zedeleyen davranışlar sergileriz.
Eleştirinin Yıpratıcı Etkisi
Küçük yakınmalar bile zamanla büyük kırgınlıklara yol açabilir. “Kahveni hep geç yapıyorsun” gibi bir cümle, basit bir serzeniş gibi görünse de, birikerek ilişkide çatlak yaratır. Bunun yerine, duyguyu merkeze alarak “Sabah kahvemi erken içmek bana iyi geliyor” demek, çok daha yapıcı bir iletişim biçimidir.
Duyguları Gizlemek Yerine Paylaşmak
Çoğu zaman kırgınlığımızı saklarız. “Bir şeyim yok” diyerek duvar örmek, ilişkiye mesafe katar. Oysa “Beni kırdın ve hala üzgünüm” demek, güvenin ve samimiyetin kapısını aralar. Duyguları paylaşmak, ilişkileri onarmanın ilk adımıdır.
Dinlemek mi, Haklı Çıkmak mı?
Konuşmalarımızda çoğu zaman kendi doğrularımıza odaklanırız. Arkadaşımız sıkıntısını anlatırken “Ben sana demiştim” demek, onu dinlemediğimizi gösterir. Oysa sağlıklı iletişimde esas olan, karşımızdakini gerçekten dinlemek ve anlamaktır.
Savunmaya Geçmek Yerine Olgunluk
Bir hata yaptığımızda hemen savunmaya geçmek, iletişimi tıkar. “Evet, bu konuda eksik kaldım, bir dahaki sefere daha dikkatli olacağım” diyebilmek ise hem olgunluk hem de güven yaratır. Savunma dili, çoğu zaman güvensizlikten beslenir ve ilişkileri zayıflatır.
Sağlıklı İletişimin Kapıları
Eleştiri yerine yapıcı geri bildirim, savunma yerine olgun kabul, duvar örmek yerine duyguları paylaşmak… Tüm bunlar, daha sağlıklı bir iletişimin anahtarıdır. Unutmayalım: Kendimize ve başkalarına daha samimi ve anlayışlı yaklaştığımızda, hem iç dünyamız hem de ilişkilerimiz güçlenir.