Türkçemizin en çok kullanılan, en ilginç kelimelerinden biri olan "şey" (Belgisiz Zamir) sadece dilbilimsel bir merak konusu değil, aynı zamanda modern matematiğin köşe taşlarından biri olan bilinmeyen (x) kavramının da tarihsel atasıdır. Dilde söylem belirleyicisi, bağlaç ve geçici sözcük arama stratejisi olarak kritik bir rol üstlenen bu mütevazı kelime, Orta Çağ İslam alimlerinin parlak zekasıyla birleşerek cebirde bilinmeyenin sembolü haline gelmiştir.
Bu yazı, Arapça "şey" kelimesinin dilin derin ontolojik kökenlerinden sıyrılıp, nasıl evrensel bir bilimsel simgeye dönüştüğünü keşfedecektir.
I. Dilbilimsel Kimliği: Dilin Gizli Yapı Taşı
"Şey" kelimesi, Türkçede "yani", "işte" gibi unsurlarla birlikte söylem belirleyiciler kategorisinde yer alır. Bu tür dil öğeleri genellikle konuşma dilinde ortaya çıksa da, yazı diline de yansır. Yapısal olarak değerlendirildiğinde, "şey" sözcüğü sentaktik yapı içerisinde edat olarak kullanılmaktadır.
Şey'in İletişimdeki Kritik Rolleri:
- Etkileşim ve Bağlaşıklık: "Şey", konuşma dilinde etkileşimi kolaylaştırır, konu değişikliklerini planlama ve bağlaşıklık sağlama gibi önemli işlevlere sahiptir. Söylem belirleyicisi olarak sözceler arasında bağ kurar, konuşmalar arasındaki bölümleri gösterir ve bağlaşıklığı sağlar.
- Bilgi İşaretleme ve Düşünme Payı: Genel olarak, "şey" konuşucunun hatırlamaya ve çıkarmaya çalıştığı bilgiyi işaretleyen bir işlev üstlenmektedir. Söylem belirleyicilerinin genel işlevleri arasında konuşura düşünme payı verme de bulunur.
- Sözcük Arama ve Sakınma Stratejisi: Sonek alabilen "şey", aranan sözcüğün geçici olarak yerine geçer ve çoğu kez daha sonra uygun bir sözcük ile yer değiştirir. Ayrıca, "şey", sözcük arama çabasına işaret ederken, aynı zamanda konuşucunun aradığı kelimeyi anlık olarak bulamadığı durumlarda iletişimin akışını sürdürmesine olanak tanır.
II. Matematiksel Serüveni: Bilinmeyenden (x) Evrensel Sembole ✖️
"Şey" kelimesinin asıl gizemli yolculuğu, Orta Çağ İslam medeniyetinin zirvesinde, özellikle cebir (Arapça: \text{al-jabr}) disiplininde başlar.
1. Arapça Cebirde "Şey"
İslam'ın Altın Çağı'nda Harezmi ve Ömer Hayyam gibi alimler, denklemlerde henüz değeri bilinmeyen niceliği temsil etmek için Arapça "şey" (\text{shai} veya \text{shay}') kelimesini kullanmışlardır. "Şey", basitçe "bir şey" veya "bilinmeyen bir miktar" anlamına geliyordu. Bu kullanım, cebirin analitik bir bilim olarak gelişiminde temel bir adım teşkil ediyordu.
2. Endülüs'ten Avrupa'ya Çeviri Sorunu
- yüzyıllarda, Arapça bilimsel eserler özellikle İspanya'daki Endülüs (\text{Al-Andalus}) aracılığıyla Avrupa'ya aktarılırken, çevirmenler önemli bir zorlukla karşılaştılar. Klasik İspanyolca ve Latince'de, Arapça'daki /ş/ sesini (\text{sh}) karşılayan bir harf bulunmamaktaydı (Sesletim Engeli). Bu sorunu aşmak için, İspanyol çevirmenler "şey" kelimesini, Arapça yazılışını taklit eden ve o dönemde /ş/ sesine en yakın okunan "xei" veya "xay" şeklinde transkribe ettiler.
3. Matbaacılık ve "X"in Doğuşu
Matbaanın icadı ve bilimsel metinlerin seri üretimine geçilmesiyle, "xay" veya "xei" kelimesinin her seferinde yazılması matbaacılar için yorucu bir iş haline geldi. Ayrıca, matbaa kalıplarında kullanılan harfler arasında en az kullanılan ve en az yer kaplayan harflerden biri "x" idi. Bu pratik nedenlerle, kelimenin tamamı yerine sadece ilk harfi olan "x" kullanılmaya başlandı.
- yüzyılın başlarında, Fransız matematikçi René Descartes'ın koordinat sisteminde bilinmeyenler için x, y, z harflerini standart hale getirmesiyle, "x" sembolü cebirsel denklemlerin evrensel ve kalıcı simgesi haline geldi.
Gizli Bağ
"Şey" kelimesinin yolculuğu, dilin sadece iletişim aracı değil, aynı zamanda düşünce ve bilim aktarımının da temel zemini olduğunu gösteriyor. Bir yanda günlük konuşmanın akışını sağlayan geçici bir dilbilimsel araç iken, diğer yanda Orta Çağ'da bilimsel bir ihtiyacı karşılayarak binlerce yıl sonra modern matematiğin en temel sembolüne (\text{x}) ilham veren bir köken haline gelmiştir. Bu durum, dil ve bilim arasındaki gizli, ancak güçlü bağı çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.
