
Soru: Hocam, herkesin kafasında bir soru var: “Allah’ı nasıl bulurum?” Bu yolculuğun tarifi var mı?
Cevap: Bakın, Allah’ı bulmak aslında kaybolmuş bir şeyi bulmak değildir. Çünkü Allah zaten bizimle beraber. Kur’an’da “Biz insana şah damarından daha yakınız” buyurulur. Yani mesele Allah’ı bulmak değil, O’nun farkına varmaktır.
Soru: Peki hocam, o farkındalık nasıl başlıyor?
Cevap: Şükürle başlar. İnsan en basit bir nimete bile “Elhamdülillah” diyebildiğinde aslında Allah’ın varlığını hissetmeye başlar. Bir nefes, bir yudum su, bir dostun tebessümü… Bunlar Allah’a açılan pencerelerdir. Şükreden, Allah’a yaklaşır.
Soru: Bazıları diyor ki; “Allah görünmüyor, nasıl emin olayım?”
Cevap: Güneş bulutların arkasında görünmez ama ışığını hissedersiniz. Allah da böyledir. Kalbinize doğan huzur, vicdanınıza düşen ses O’nun işaretleridir. Göz görmek için nasıl ışığa muhtaçsa, ruh da Allah’a muhtaçtır.
Soru: Günlük hayatta Allah’ı bulmak isteyen biri ne yapsın?
Cevap:
- Önce kendine dürüst olsun.
- Kul hakkından sakınsın.
- Her gün en azından birkaç dakika tefekkür etsin: “Ben niye varım, nereye gidiyorum?” diye sorsun.
Bu soruları samimiyetle soran, Allah’ın izini görmeye başlar.
Soru: Hocam, son olarak… Allah’ı bulan insan neyi bulmuş olur?
Cevap: Kendini. Çünkü insan, Rabbini tanıdığında aslında kendi hakikatini öğrenmiş olur. Allah’ı bulan, hem huzuru hem de gerçek benliğini bulur.