Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Psk.Berfin Kırtay
Köşe Yazarı
Psk.Berfin Kırtay
 

Zihnimiz Bize Hikâyeler Anlatıyor

Düşünceler, bazen yalnızca düşüncedir. Ama biz onlara birer gerçek gibi davranırız. Zihin, çoğu zaman bir hikâye anlatıcısıdır. Bazen geçmişin yankılarını taşır, bazen de geleceğin ihtimallerini. Her an, bir şeyler söylemek ister: “Ya bir şey olursa?” “Ya yine aynı hatayı yaparsan?” “Ya bu sefer kimse seni anlamazsa?” Bir insan düşünelim; sabah işe giderken toplu taşımaya biniyor ve oturuyor. Her şey yolunda, müzik dinliyor ya da pencereden dışarı bakıyor. Bir anda zihninden geçiyor: “Ya bu araç kaza yaparsa?” Bir saniye önce rahat olan bedeni, bir anda alarma geçiyor. Kalp atışları hızlanıyor, nefes sıklaşıyor, kaslar geriliyor. Sanki gerçekten bir tehlike varmış gibi. Oysa dışarıda hiçbir şey değişmedi. Sadece bir düşünce geçti aklından. Zihin bunu kötü niyetle yapmaz. Aslında bizi korumaya çalışır. Geçmişte korktuğumuz ya da incindiğimiz bir anı hatırlatır ve o acıyı bir daha yaşamayalım ister. Ama beyin, gerçek ile hayali her zaman ayıramaz. Bir şeyi sadece düşündüğümüzde bile, beden o anı yaşıyormuş gibi tepki verir. Bu yüzden “düşünce” bazen bir film sahnesi kadar etkileyicidir. Görseller, sesler, duygular... hepsi canlanır. Ve bir anda, olmayan bir hikâyenin içinde buluruz kendimizi. Zihin anlatır. Kimi zaman geçmişten bir korku, kimi zaman geleceğe dair bir endişe. Ama her hikâye doğru değildir. Bazen sadece bir hatıradır, bazen bir olasılık. Gerçekle ilgisi olmayabilir. Yine de inandırıcıdır, çünkü ses içeriden gelir. İşte farkındalık tam burada başlar: Bir düşünce geldiğinde hemen inanmak zorunda değiliz. Onu bastırmak da gerekmez. Sadece fark etmek, uzaktan izlemek yeterlidir. Tıpkı gökyüzünde süzülen bir buluta bakar gibi. Gelir, geçer. Ama biz, bulut değiliz. Biz gökyüzüyüz. Zihnin hikâyeleri sonsuzdur. Ama onları fark edebilmek, hikâyelerin bizi yönetmesini engeller. Bir düşünce geldiğinde, durup nefes almak o mesafeyi yaratır. O mesafe, düşünceyle aramıza koyduğumuz farkındalıktır. Ve o farkındalık, özgürlüktür. Mini Bir Egzersiz Yoğun kaygı veya panik anlarında, derin bir nefes alın: 4 saniye boyunca nefes alın, 2 saniye tutun, 6 saniyede yavaşça verin. Bu nefes, beynin “tehlike geçti” sinyalini göndermesine yardımcı olur. Kan yeniden mantıklı düşünen bölgeye yönelir. Ve o anda sadece şu cümleyi hatırlayın: “Bu sadece bir düşünce.”  
Ekleme Tarihi: 06 Ekim 2025 -Pazartesi

Zihnimiz Bize Hikâyeler Anlatıyor

Düşünceler, bazen yalnızca düşüncedir. Ama biz onlara birer gerçek gibi davranırız.

Zihin, çoğu zaman bir hikâye anlatıcısıdır.
Bazen geçmişin yankılarını taşır, bazen de geleceğin ihtimallerini.
Her an, bir şeyler söylemek ister:
“Ya bir şey olursa?”
“Ya yine aynı hatayı yaparsan?”
“Ya bu sefer kimse seni anlamazsa?”

Bir insan düşünelim; sabah işe giderken toplu taşımaya biniyor ve oturuyor.
Her şey yolunda, müzik dinliyor ya da pencereden dışarı bakıyor.
Bir anda zihninden geçiyor:
“Ya bu araç kaza yaparsa?”

Bir saniye önce rahat olan bedeni, bir anda alarma geçiyor.
Kalp atışları hızlanıyor, nefes sıklaşıyor, kaslar geriliyor.
Sanki gerçekten bir tehlike varmış gibi.
Oysa dışarıda hiçbir şey değişmedi.
Sadece bir düşünce geçti aklından.

Zihin bunu kötü niyetle yapmaz.
Aslında bizi korumaya çalışır.
Geçmişte korktuğumuz ya da incindiğimiz bir anı hatırlatır
ve o acıyı bir daha yaşamayalım ister.
Ama beyin, gerçek ile hayali her zaman ayıramaz.
Bir şeyi sadece düşündüğümüzde bile,
beden o anı yaşıyormuş gibi tepki verir.

Bu yüzden “düşünce” bazen bir film sahnesi kadar etkileyicidir.
Görseller, sesler, duygular... hepsi canlanır.
Ve bir anda, olmayan bir hikâyenin içinde buluruz kendimizi.

Zihin anlatır.
Kimi zaman geçmişten bir korku, kimi zaman geleceğe dair bir endişe.
Ama her hikâye doğru değildir.
Bazen sadece bir hatıradır, bazen bir olasılık.
Gerçekle ilgisi olmayabilir.
Yine de inandırıcıdır, çünkü ses içeriden gelir.

İşte farkındalık tam burada başlar:
Bir düşünce geldiğinde hemen inanmak zorunda değiliz.
Onu bastırmak da gerekmez.
Sadece fark etmek, uzaktan izlemek yeterlidir.
Tıpkı gökyüzünde süzülen bir buluta bakar gibi.
Gelir, geçer.
Ama biz, bulut değiliz.
Biz gökyüzüyüz.

Zihnin hikâyeleri sonsuzdur.
Ama onları fark edebilmek, hikâyelerin bizi yönetmesini engeller.
Bir düşünce geldiğinde, durup nefes almak o mesafeyi yaratır.
O mesafe, düşünceyle aramıza koyduğumuz farkındalıktır.
Ve o farkındalık, özgürlüktür.

Mini Bir Egzersiz

Yoğun kaygı veya panik anlarında, derin bir nefes alın:

4 saniye boyunca nefes alın,
2 saniye tutun,
6 saniyede yavaşça verin.

Bu nefes, beynin “tehlike geçti” sinyalini göndermesine yardımcı olur.
Kan yeniden mantıklı düşünen bölgeye yönelir.

Ve o anda sadece şu cümleyi hatırlayın:

“Bu sadece bir düşünce.”

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ozgunbakis.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.